Z kuşağının oyları seçimin sonucunu değiştirir mi?
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine yoğun bir katılım bekleniyor. Türkiye Raporu’nun şubat ayında yaptığı araştırmaya göre 18-30 yaş arası gençlerin yüzde 89’u sandık başına gidecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre bu seçimlerde ilk kez oy kullanacak genç seçmenlerin toplam sayısı 5 milyon 182 bin 318.
İnsanlar A Haber’de TV’de izliyor
İlk kez oy kullanacak gençlerden biri de Mustafa Dinç. CHP’li bir aileden gelen 21 yaşındaki Mustafa, ilk oyunu 2018’den beri takip ettiği Vatan Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye vermeyi düşünüyor. Somut projelerle halka:
Bunun hesabını soracak değilim, projelerle geliyor” dedi.
Siyasi ittifaklara girmeyen İnce’nin kendi grubuyla kendisine uygun bir yönetim kurabileceğini düşünüyor. İnce’yi “Atatürkçülük çizgisinden sapmayan, deprem, tarım, ilaç gibi acil sorunlara uzun soluklu projeler üretebilen bir siyasetçi” olarak tanımlıyor.
Mustafa, Millet İttifakı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da iyi bir cumhurbaşkanı olabileceğini düşünüyor ama kurduğu ittifaka güvenmiyor. Bu ittifak nedeniyle CHP’nin “Atatürkçü çizgi”den uzaklaştığını düşünüyor:
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AK Parti’de görev yapan Ali Babacan gibi bu ülkeye kontrolsüz mülteci akınına neden olan bu sistemin sorumluları var.
Tüm adayları takip ederek karar verdiğini söylüyor. Halk TV’de, A Haber’de izliyor. Gençlerin siyasetçilere soru sorabildiği Babala TV yayınlarını da kaçırmıyor. Onunla kıyaslandığında Z kuşağını farklı kılan da bu. “İnce’ye verilen oylar nedeniyle seçim ikinci tura kalacak” söyleminin demokratik bir ülkede kabul edilemeyeceğini savunuyor.
Adana Çukurova Üniversitesi’nde okuyan Mustafa’nın ailesi, depremden en çok etkilenen bölgelerden biri olan Antakya’da yaşıyor. Evleri ağır hasar gördü, şu anda çadırlarda kalıyorlar:
“İnsanların çoğu tek maaşla okuyor. Ben de öyleydim ama şu an tek maaş yok. 1250 TL bursa babamın gönderdiği parayı da ekleyerek idare etmeye çalışıyordum. On gün hayatta kalabilirim.”
Mustafa, ekonomik sorunlarla boğuşan öğrencilerin yaşam masraflarından bile tasarruf etmeye çalıştıklarını anlatıyor:
“Öğrenciler ücretsiz belediye yemeklerini sıkıp yiyerek hayatta kalıyor.”
“Belki ülkeye bir katkım olur”
Ege Üniversitesi’nde okuyan 21 yaşındaki Çiğdem Engüdar da ilk oyu için heyecanlı. “Belki bu ülkeye bir katkım olur” diyor. İlk oyunu Kılıçdaroğlu için kullanmayı düşünüyor. Ona göre Kılıçdaroğlu, halkın gündemini bilen, sorunlarını dinleyen bir liderdir:
“Halkın gündemini yönetime taşıyan bir sistem kurabilmelidir. Çünkü milletvekilleri halktan temsil alırlar.”
Çiğdem, Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de demokratik bedellere bağlı, adil ve çoğulcu bir yönetim sistemi kurabileceğini düşünüyor:
“Tecrübeli siyasetçilerden oluşan iyi bir ekibi var. Ne derler ya, bin bilsen de bir uzmana danış. Bence o öyle bir insan ve farklı görüşleri dinleyecektir.”
Çiğdem, toplumsal cinsiyet eşitliği ve ifade özgürlüğü sorunlarının bir an önce çözülmesini istiyor. Ayrıca pandemi, deprem gibi sebeplerle orta ve yüz yüze eğitim verilmesinden çok şikayetçi. “Neden öğrencilerin rızası olmadan birden bire bu kararlar açıklanıyor, neden önce öğrenciler okuldan atılıyor?” diyor.
Çiğdem, “Şu anda Türkiye’de kara kara düşünen bir gençlik var” diyor. Üniversite okumak için gittiği İzmir’de bir kez bile sinemaya gidemediğini söylüyor. Temel ihtiyaçları bile karşılamayan 1250 TL bursla kitap almak, sosyal hayata katılmak mümkün değil. Okuldan sonra çalışmayı düşünüyorum; Ama ailesinin izin vermediğini söylüyor.
Bir süre yurtta kaldıktan sonra ekonomik krizin dışarı çıkma eğilimini tersine çevirdiğini anlatıyor:
“Artık eve gitmeyi hayal bile edemiyorum. Evin ihtiyaçlarını karşılayacak bir durum yok, kiralar zaten çok yüksek. Ev arkadaşlarımdan biri kaldığı evden döndü.”
Selvi Kılıçdaroğlu’nun çocuk yoksulluğuna ilişkin görüntüleri de Çiğdem’in ilk oylamayla ilgili kararında etkili oldu:
“Kılıçdaroğlu’nun da bu konularda eşi kadar hassas olduğunu düşünüyorum. Başkan olduktan sonra da gençler için güzel şeyler yapabileceğini düşünüyorum.”
“Ekonomik sorunların çözümü Erdoğan’da”
Cumhuriyet Üniversitesi’nde okuyan 22 yaşındaki Taner Şenlik, “Siyasi tecrübesine güveniyorum” dediği Erdoğan’a destek veriyor. Bu tercihte ailesinin Erdoğan’dan önceki yıllardaki tecrübesi önemli rol oynuyor.
“Şu anda iktidar partisine oy verenlerin yaş grubu 40 ve üstü. Çünkü o insanlar daha önceki dönemleri gördükleri için şu an ekonominin rahat olduğunu söylüyorlar. Annem, babam anlatıyor. 80’ler, 90’lar. , hastaneye gidemedik, muayene olamadık, ilaç, doktor bulamadık. Ama günümüzde bunlara rahatlıkla ulaşılabiliyor.”
Taner’e göre Erdoğan’ın en büyük başarısı sağlık hizmetlerinin gelişmesi. Kapasitesi yüksek ve standartları yüksek yeni hastanelerin açılmasını ve yaygınlaşmasını büyük bir gelişmenin işareti olarak görüyor: “Ekonomiden önce sağlık önemlidir.”
Erdoğan’a yöneltilen otoriter eleştirilerle ilgili olarak ise şöyle düşünüyor:
“Her insanın kusuru vardır. Ama Erdoğan dediğini yapan bir siyasetçi. Basın toplantısında verdiği bir sözün eyleme dönüştüğünü görüyorsunuz.”
Taner’e göre ekonomideki karmaşayı tüm ülke hissediyor. Ona göre bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyguladığı ekonomik modelden bağımsız olarak ortaya çıkıyor. Pandemi ve doğal afetlerden çıkış, ekonomik sıkıntıları derinleştiriyor. “Bugün olması gereken ekonomi bu değil, buna sonuna kadar katılıyorum. Markete gittiğimizde bir şey almasak da 150-200 TL para bırakıyoruz.”
Birçok genç gibi Taner de “Alanımda iş bulabilecek miyim?” diye sordu. sorusunu kendisine sık sık sorar. 16 yıllık eğitim hayatını hatırlatıyor ve “Gençler karın tokluğu dışında bir işte çalışmak istemiyor” diyor.
Yaşıtları gibi Türkiye’yi ve dünyayı gezmek istese de ekonomik şartlar buna izin vermiyor:
“Yurt dışından bir turist Türkiye’ye geldiğinde benden çok daha rahat seyahat edebiliyor. Bu benim için çok zor.”
Taner, “Erdoğan siyasi dehası ve tecrübesiyle ekonomik sorunları çözebilecek tek kişidir” diyor. Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nu bir seçenek olarak görmüyor ve samimi olduğuna inanmıyor. “Ona oy vermeyi göze alamam” diyor.
Gençlerin oyları seçimin sonucunu değiştirebilir mi?
Türkiye Raporlama Direktörü Can Selçuki, yaptıkları araştırmaya göre ilk kez oy kullanacak 5 milyon seçmenin en çok Kılıçdaroğlu’nu, ardından Erdoğan’ı ve ardından İnce’yi desteklediğini söylüyor. Firmanın 3-6 Nisan ortasında yaptığı araştırmaya göre tercih ikinci tipe düşüyor. “Parlamento listeleri 6 Nisan’da teslim edildi. Henüz bunun etkisini ölçme şansımız olmadı” diyor Selçuki.
Ülke Partisi’nin adayı İnce, ilk kez seçmenlerin oyunu alıyor. Ancak seçim yaklaştıkça İnce’nin oylarının düşme eğiliminde olduğu belirtiliyor. Selçuki düşüş trendinin devam edeceğini öngörüyor. Turkey Report’un araştırmasına göre İnce’nin oy tabanı Mart ayının ikinci haftasında en yüksek seviyesine ulaşmıştı.
Peki İnce neden gençliğin ortasında bu kadar tanınıyor? Selçuki’ye göre bunun en önemli nedenlerinden biri Türkiye’deki genç seçmenin siyasete ve kurumlara inancının olmaması. Selçuki, “Çünkü durum böyle olduğu için popülist hareketlere yöneliyorlar. Çünkü popülist partiler genellikle genç seçmenlerden oy alıyor. Siyasetle ön plana çıkmayıp daha çok söylem ve kampanyalarla öne çıkan popülist hareketler seçmeni kendine çekiyor” diyor. ilk defa kim daha kolay oy kullanacak.”
Genç seçmenlerde siyasete olan inancın yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirten Selçuki, “Şu anda sayısı 5 milyon olan bu seçmen grubu yakında tüm seçmen kitlesinin çok büyük bir bölümünü oluşturacak” sözlerine devam ediyor.
Peki ilk kez oy kullanacak 5 milyon seçmenin oyu cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu değiştirebilir mi? Selçuki’ye göre bu sorunun cevabı hayır. Selçuki, “Bana sorarsanız seçimin sonucunu değiştirmez ama cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura bırakır” diyor.
Mani olmadan DW Türkçe’ye nasıl ulaşabilirim?